ÖZLEM ÖZGEÇ
Köşe Yazarı
ÖZLEM ÖZGEÇ
 

İnternet ve Çocuk Gelişimi

İnternet… Özellikle günümüzde, dünya genelinde her geçen gün artan kullanım oranlarına sahip elektronik bir iletişim ağı. Elbette bu artışın sebeplerinden biri de haberleşmedeki yeniliklerle birlikte, bilgisayar kullanımındaki önlenemez artış. Günlük ihtiyaçlarımız ve sosyal aktivitelerimizde bile, eski alışkanlıklarımızın yerini alan internetin, bilgisayarın da kolay erişilebilir olması sayesinde artık herkesin hizmetinde olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki; bir dönemki televizyon bağımlılığının, internet bağımlılığının yanında, artık bahsi bile geçmiyor. Evet; dizi, film, spor programları, belgeseller… Video oyunları ve sörf yapmak dışında aklımıza gelebilecek her türden programın internet üzerinden izlenmesi artık mümkün. Yediden yetmişe her yaştan kullanıcısı bulunan bu oluşum; bağımlılık yapmak, sosyal ilişkileri zedelemek gibi konularda kötü bir ün salmış durumda. Birçok akademik çalışma, internetin özellikle çocuk yaştaki bireylerde; depresyon, öfke sorunları, sosyal becerilerde körelme gibi etkileri olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor. Bu yazımda; internetin, çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerinden ziyade, toplumsal ve kültürel etkilerinden söz edeceğim. Aslında bu açıdan bakıldığında durumun vahametinin ne kadar büyük olduğu görülebilir. Her ne kadar, teknolojiyle iç içe yaşayan yeni jenerasyonun daha özgüvenli, daha güçlü ve daha zeki oldukları söylense de, konu; sosyal, kültürel ve manevi kavramların öğrenilmesi ve bu kavramlar üzerinde bilinç oluşturulmak istenmesine geldiğinde, durumun iç açıcı olmadığını görmezden gelemeyiz. Zira ailelerin sorunlu çocukları ile ilgili şikayetleri arasında asosyal kişilik eğilimi, aile içi ilişkilerde yetersizlik görme vb. durumlar var. Şüphesiz bunların en büyük sebeplerinden biri de, önlenemeyen internet bağımlılığı… Alt yaş gruplarında endişe verici bir bağımlılığın gözler önüne serildiği araştırmalar, durumun ciddiyetini anlatmaya yetecek nitelikte… Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 verileri, 6 ila 15 yaş arası çocuklarda internet kullanımının, sadece 7 yıl içerisinde yüzde 30’dan fazla arttığını gösteriyor. Kuşkusuz, son yıllarda yaşanan pandeminin bu tablodaki etkisi bir hayli fazla. Zira, okulların kapalı olduğu dönemlerde öğrenciler, derslerini ve hatta sınavlarını da dijital ortamda gerçekleştirdiler. Bu talihsiz süreçte eve kapanan çocuklarımızın, boş zamanlarını bile bilgisayar, telefon ve tabletler aracılığıyla internetteki platformlarda geçirdiklerini çaresizce izledik.  Eğitimcilerin sıklıkla dile getirdiği, fakat aynı sıklıkta dikkate alınmayan bir söz, "internet yararınıza ya da zararınıza kullanabileceğiniz bir oluşumdur. Onu kontrol etmek sizin elinizdedir" der. Uzun yıllardır tekrarlanan bu sözlerin toplumumuzda bir geçerlilik kazandığını söylemek pek mümkün değil.  Özellikle genç ve yetişkinlerde internet kullanımının sosyal ilişkilere zarar verdiği, uyku ve beslenme düzeninde bozukluklara sebep olduğu, psikolojik ve hatta ortopedik sorunları da beraberinde getirdiği biliniyor. Bunlar bir tarafa, artık, geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımızı hedef alan bu tehlikeli bağımlılık, toplum tahribi misyonunu başarılı bir şekilde sürdürüyor. Bu noktada çocuğuna söz geçirememekten şikâyet eden anne babalara da; kimi zaman çocukla çocuk, kimi zaman bilinçli anne baba, kimi zaman da bilge bir öğretmen olmaya çalışmanın isabetli olacağını söylemek isterim. Kırmayın, üzmeyin, fakat kendinizden ve koyduğunuz kurallardan da taviz vermeyin. Hızlı öğrenen bir çocuğun sizi kumanda edebildiğini bilmesi halinde, bu durumu lehine kullanmakta zorlanmayacağını da bilmelisiniz. Etkili iletişim; çocuğu tanımak, kendini tanıtmak ve onunla sevgi bağı kurmakla olur. Aynı zamanda saygı gösterdiğinizi ve görmeyi beklediğinizi de belirtmelisiniz. Unutmayın ki, iyi yetişmiş bir birey, gelişmiş bir topluma ışık tutar. Öyleyse, sporu ve sanatı hayatının merkezine koyan, zeki ve ahlaklı bireyler yetiştirmek varken, neden çocuklarımızı internetin karanlık sokaklarında yalnız bırakıyoruz? Mantık ve muhakeme becerilerinin dışında, duygusal gelişimlerinin ne derece önemli olduğunu bilmiyor muyuz? Öyleyse ne yapmalıyız? Zeki, cesur, merhametli ve yürekleri sevgi dolu nesiller yetiştirmek için taze fidanlarımızı da koruyup gözetmeli, yaşamanın daha da zorlaştığı bugünlerde, en çok da küçük fertlerimiz için iyi birer ebeveyn olmalıyız.
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2023 - Perşembe

İnternet ve Çocuk Gelişimi

İnternet… Özellikle günümüzde, dünya genelinde her geçen gün artan kullanım oranlarına sahip elektronik bir iletişim ağı. Elbette bu artışın sebeplerinden biri de haberleşmedeki yeniliklerle birlikte, bilgisayar kullanımındaki önlenemez artış. Günlük ihtiyaçlarımız ve sosyal aktivitelerimizde bile, eski alışkanlıklarımızın yerini alan internetin, bilgisayarın da kolay erişilebilir olması sayesinde artık herkesin hizmetinde olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki; bir dönemki televizyon bağımlılığının, internet bağımlılığının yanında, artık bahsi bile geçmiyor. Evet; dizi, film, spor programları, belgeseller… Video oyunları ve sörf yapmak dışında aklımıza gelebilecek her türden programın internet üzerinden izlenmesi artık mümkün. Yediden yetmişe her yaştan kullanıcısı bulunan bu oluşum; bağımlılık yapmak, sosyal ilişkileri zedelemek gibi konularda kötü bir ün salmış durumda. Birçok akademik çalışma, internetin özellikle çocuk yaştaki bireylerde; depresyon, öfke sorunları, sosyal becerilerde körelme gibi etkileri olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor. Bu yazımda; internetin, çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerinden ziyade, toplumsal ve kültürel etkilerinden söz edeceğim. Aslında bu açıdan bakıldığında durumun vahametinin ne kadar büyük olduğu görülebilir.

Her ne kadar, teknolojiyle iç içe yaşayan yeni jenerasyonun daha özgüvenli, daha güçlü ve daha zeki oldukları söylense de, konu; sosyal, kültürel ve manevi kavramların öğrenilmesi ve bu kavramlar üzerinde bilinç oluşturulmak istenmesine geldiğinde, durumun iç açıcı olmadığını görmezden gelemeyiz. Zira ailelerin sorunlu çocukları ile ilgili şikayetleri arasında asosyal kişilik eğilimi, aile içi ilişkilerde yetersizlik görme vb. durumlar var. Şüphesiz bunların en büyük sebeplerinden biri de, önlenemeyen internet bağımlılığı… Alt yaş gruplarında endişe verici bir bağımlılığın gözler önüne serildiği araştırmalar, durumun ciddiyetini anlatmaya yetecek nitelikte…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 verileri, 6 ila 15 yaş arası çocuklarda internet kullanımının, sadece 7 yıl içerisinde yüzde 30’dan fazla arttığını gösteriyor. Kuşkusuz, son yıllarda yaşanan pandeminin bu tablodaki etkisi bir hayli fazla. Zira, okulların kapalı olduğu dönemlerde öğrenciler, derslerini ve hatta sınavlarını da dijital ortamda gerçekleştirdiler. Bu talihsiz süreçte eve kapanan çocuklarımızın, boş zamanlarını bile bilgisayar, telefon ve tabletler aracılığıyla internetteki platformlarda geçirdiklerini çaresizce izledik. 
Eğitimcilerin sıklıkla dile getirdiği, fakat aynı sıklıkta dikkate alınmayan bir söz, "internet yararınıza ya da zararınıza kullanabileceğiniz bir oluşumdur. Onu kontrol etmek sizin elinizdedir" der. Uzun yıllardır tekrarlanan bu sözlerin toplumumuzda bir geçerlilik kazandığını söylemek pek mümkün değil. 
Özellikle genç ve yetişkinlerde internet kullanımının sosyal ilişkilere zarar verdiği, uyku ve beslenme düzeninde bozukluklara sebep olduğu, psikolojik ve hatta ortopedik sorunları da beraberinde getirdiği biliniyor. Bunlar bir tarafa, artık, geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımızı hedef alan bu tehlikeli bağımlılık, toplum tahribi misyonunu başarılı bir şekilde sürdürüyor.
Bu noktada çocuğuna söz geçirememekten şikâyet eden anne babalara da; kimi zaman çocukla çocuk, kimi zaman bilinçli anne baba, kimi zaman da bilge bir öğretmen olmaya çalışmanın isabetli olacağını söylemek isterim. Kırmayın, üzmeyin, fakat kendinizden ve koyduğunuz kurallardan da taviz vermeyin. Hızlı öğrenen bir çocuğun sizi kumanda edebildiğini bilmesi halinde, bu durumu lehine kullanmakta zorlanmayacağını da bilmelisiniz. Etkili iletişim; çocuğu tanımak, kendini tanıtmak ve onunla sevgi bağı kurmakla olur. Aynı zamanda saygı gösterdiğinizi ve görmeyi beklediğinizi de belirtmelisiniz. Unutmayın ki, iyi yetişmiş bir birey, gelişmiş bir topluma ışık tutar.
Öyleyse, sporu ve sanatı hayatının merkezine koyan, zeki ve ahlaklı bireyler yetiştirmek varken, neden çocuklarımızı internetin karanlık sokaklarında yalnız bırakıyoruz? Mantık ve muhakeme becerilerinin dışında, duygusal gelişimlerinin ne derece önemli olduğunu bilmiyor muyuz? Öyleyse ne yapmalıyız? Zeki, cesur, merhametli ve yürekleri sevgi dolu nesiller yetiştirmek için taze fidanlarımızı da koruyup gözetmeli, yaşamanın daha da zorlaştığı bugünlerde, en çok da küçük fertlerimiz için iyi birer ebeveyn olmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve egemengzt.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.