O, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük askeri, devlet adamı ve eşsiz dehası ile büyük önderimizdir. Çanakkale’de, Anafartalar’da, Büyük Taarruzlar’da geçen ömrünü Kurtuluş Savaşımızın ardından kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile taçlandıran Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ulusumuz bu cennet topraklarda sonsuza dek özgürlük içerisinde barış ve huzura kavuşmuştur.
Ulusuna, bizlerden sonra gelecek genç nesillere dogmaları değil, bilimi rehber edinmemizi öğütleyen Büyük Önder Atatürk, Cumhuriyetimizin ilanıyla 1923-1938 arasında geçen 15 yıllık kısa süre içerisinde çok işler başardı. “Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz” diyen, Büyük Önderimiz bu anlayışla, ördüğü demirağlarla, kurduğu fabrikalarla, eğitim seferberliğiyle savaştan yorgun ve bitkin bir halde çıkmış bir ülkeyi, bir milleti, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik kalkınmayla ayağa kaldırmasını başarmıştır.
10 Kasım 1923…
Bugün aramızdan ayrılışının 85. yıldönümü…
Unutmamalıyız ki, 10 Kasım’lar sadece bir matem günü değildir.
Bizlere emanet ettiği vatanımızı, ulusumuzu, O’nun gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkarmaya kararlıyız.
Işığı hiçbir zaman sönmeyecek, bir kutup yıldızı gibi bizlere, bizden sonraki nesillere hep yol gösterecektir.
Saygı, özlem ve minnetle anıyorum.