6 Şubat depremlerinin üzerinden 3 ayı aşkın bir süre geçti. Millet olarak hep birlikte ağladık, üzüldük ve topyekün bu acının yaralarını sarmak için seferber olduk. Hala da millet olarak asrın felaketinin izlerini silmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama üzerinde çok konuşulmayan bir konu vardı.  Kızılay… Kızılay’ın asrın felaketinde çadır sattığı ortaya çıkmıştı. Savunan oldu, karşı çıkan oldu. Araya seçimler girdiği için biraz olsun unutulan bu konuya, önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca girdi.  Bakan Koca, birkaç gün önce hem bir hekim hem bir devlet yöneticisi olarak, Kızılay’ın çadır satmasının ardından kan bağışındaki azalmaya dikkat çekerek, sorumluların gereğini yapması çağrısında bulundu. Bakan Koca’dan sonra AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da aynı konuya, canlı yayında değindi. İlk kez ve çok net konuştu. Kızılay’ın bu asrın felaketinde çadır satmasının kendisini çok ama çok üzdüğünü 85 milyon insanımızın önünde açıkça dile getirdi. Kızılay, bizim çocukluk, gençlik yıllarımızın en önemli figürü idi. Hala da öyle… Bir iki yöneticisi hata ya da yanlış yaptı diye, Kızılay’ı kurum olarak gözden çıkarmamız asla mümkün değildir. Ama “istifa” diye de bir müessese vardır. Hadi çadır satıldı, doğruydu yanlıştı. Ama, kan bağışında yaşanan azalmanın karşısında birileri sorumluluğu artık üzerine almalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha başka ne söylesin ki?