Yerel seçimlere şurada bir ay gibi kısa bir süre kaldı. Neredeyse seçimle yatıp seçimle kalkıyoruz. Doğaldır ki, siyasi partiler, gerek genel gerekse yerel iktidar olmak için çalışırlar. Bu açıdan, bir partinin belediye başkan adayı belediye başkanı olmak için çalışacak. Buraya kadar hepsi anlaşılabilir bir durumdur. Ama fakat, ülkemizin, insanlarımızın tek sorunu genel veya yerel seçimler değil ki… Asgari ücretli, emekli, dar gelirli, şu koşullarda bırakın marketleri, semt pazarlarına doğru dürüst gidemiyor. Gidenlerin çoğu da, pazarın dağılmasına yakın bir zamanda gidiyor ki, meyveyi, sebzeyi daha ucuza alabilmek için. Dahası artık kiloyla da değil, taneyle… İzlemişsinizdir, bu durumdan Pazar esnafı da çok memnun değil. Kendisine uzatılan bir mikrofona pazarcı bir tane patatesin 5 lira olduğunu söylüyor. Sofralarımızın vazgeçilmezi olan patatesi bu durumda emekli, evi kirada olan dar gelirli nasıl birkaç kilo alabilecek? Oysa, bu güzelim ülkemiz tarım ülkesi… İşte bu noktada, hangi partinin olursa olsun, milletvekili adaylarından, belediye başkan adaylarından, vatandaşın haline nasıl bir çözüm getirecekleri konusunda sorular sorulup, net cevaplar alınmalı. İş, yol, kaldırım yapmakla bitmiyor çünkü. Hemen belirtelim ki, sıralamaya çalıştığımız bu sorun elbette ki öncelikle yerel yönetimlerin yani belediyelerin sorunu değil. Ama onlar da, kendi beldelerinde, üreticiyi, çiftçiyi, kırsal kalkınmayı gözeten uygulamalara yer vermelidir. Bunun örnekleri de var. Dünyanın en verimli tarım topraklarına sahip Adana’da, hangi belediye başkanı veya adayı kırsal kalkınmaya öncelik verecek, bence en önemli konu bu. Yoksa kim belediye başkanı olursa olsun, zaten kurumsal bir yapıya sahip belediyelerde, yol, kaldırım gibi rutin işler yapılıyor.