CHP’Lİ GÜRER: "2025’TE BİTECEKTİ, TEMELİ BİLE ATILMADI!"

Bor Fizik Tedavi Hastanesi İnşaatı Yarım Kaldı! “Çukur”dan Öteye Gidemiyor!

Niğde’nin sağlık hizmetlerinde kritik rol oynayan Bor Fizik Tedavi Hastanesi inşaatı, büyük belirsizliklerle ve iddialarla durma noktasına geldi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hastanenin yıkılıp yeniden yapılması sürecinde yaşanan skandal niteliğindeki gelişmeleri kamuoyuyla paylaştı. Gürer’in açıklamaları, bölge halkının sağlık hizmetine erişimi açısından ciddi kaygıları gündeme getirdi. "BÖLGE HALKI HASTANEYİ BEKLİYOR"  Milletvekili Gürer, büyük umutlarla yıkılan ve yenisinin yapılması beklenen Bor Fizik Tedavi Hastanesi’nin inşaatında sadece hafriyat yapıldığını ve şu ana kadar hiçbir temel atılmadığını dile getirdi. “250 yataklı, bölgeye hizmet verecek dev hastane projesi için 2023’te ihale yapıldı. 2025 Şubat ayında tamamlanacağı açıklanmıştı. Ancak şu anda sadece bir çukur var, temel bile atılmadı,” dedi. Gürer, seçim öncesi hızlandırılan hafriyat çalışmalarının ardından yüklenici firmanın projeyi bırakıp gittiğini ve hiçbir ilerleme kaydedilmediğini belirtti. "İNŞAAT ÇİVİ BİLE ÇAKILMADAN DURDURULDU!" Gürer, Bor Fizik Tedavi Hastanesi’nin sadece Bor ilçesi için değil, komşu iller için de büyük önem taşıdığını vurguladı. “Bu hastane, bölgedeki yüzlerce hastanın fizik tedavi hizmetine erişimi açısından kritik. Ancak inşaat başlamadan durdu! Seçimden önce verilen sözler tutulmadı, ortada ne inşaat var ne de müteahhit. Sağlık hizmetleri Bor Devlet Hastanesi'nde geçici olarak sağlanmaya çalışılıyor ama bu yeterli değil. Böylesine büyük bir projenin bu halde kalması kabul edilemez!” ifadelerini kullandı. "İNŞAAT SADECE HAFRİYATTA KALDI: 2,5 MİLYAR TL’LİK PROJE ÇIKMAZA GİRDİ!" İnşaat mühendisi Anıl Güzel de sürecin tamamen belirsizliğe sürüklendiğini belirtti. “2023 yılı başında ihalesi yapılan hastane, o dönemde 700 milyon TL’ye mal olacaktı. Ancak ödenek yetersizliği ve diğer sebeplerden dolayı iş bir türlü başlamadı. Şu anda güncel maliyet 2,5 milyar TL’yi bulmuş durumda. Müteahhit firma, ödenek alamadığı gerekçesiyle işi feshetti ve konteynerlerini topladı. Ne bir çivi çakıldı, ne de beton döküldü. Hastanenin inşaatı durma noktasında, ortada yalnızca devasa bir çukur var,” dedi. Güzel, müteahhit firmanın hak ediş ödemeleri konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle projeyi yarım bıraktığını, ancak resmi bir açıklama yapılmadığını belirterek durumu “akıbeti belirsiz” olarak tanımladı. HASTANENİN TAMAMLANMASI MÜMKÜN MÜ? Gürer, inşaatın 2025 yılı Şubat ayında tamamlanmasının şu anki şartlarda imkansız olduğunu söyledi. “Eğer inşaat 2023 yılında başlasaydı, 700 gün içerisinde yani 2025 yılı Şubat ayında hastane bitecekti. Ancak şu an hastane yerinde sadece bir çukur var. Müteahhit işi bıraktı, ödenek yok. Yetkililer sessiz, halk ise çaresiz. Bu projeyi sürüncemede bırakmak, bölge halkına sağlık hizmetini geciktirmek demektir. Konuyla ilgili tüm yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyoruz!” diyerek durumu bir skandala benzetti. SAĞLIK HİZMETİ KAOSUN EŞİĞİNDE! Bor Fizik Tedavi Hastanesi, 2010 yılında hizmete açıldıktan sonra bölgenin en önemli sağlık merkezlerinden biri olmuş, ancak 6 Şubat depreminin ardından hasar aldığı gerekçesiyle kapatılmıştı. Sağlık hizmeti geçici olarak Bor Devlet Hastanesi’nde verilmeye çalışılıyor, ancak bu çözüm yetersiz kalıyor. Bölge halkı yeni hastanenin bir an önce tamamlanmasını beklerken, şimdilik bu talep karşılıksız kalmış görünüyor. “Bölge halkı sahipsiz bırakılmamalı!” diyen Gürer, projeye dair belirsizliğin hem sağlık hizmetlerinde ciddi aksaklıklar yaratacağını hem de bölgedeki hastaların mağduriyetini artıracağını vurguladı. SONUÇ NE OLACAK? 2023 yılı başında ihale edilen ve 2025’te bitmesi planlanan Bor Fizik Tedavi Hastanesi inşaatında yaşanan bu gelişmeler, sağlık alanındaki yatırımların nasıl savsaklandığını gözler önüne serdi. Halkın acil ihtiyaçları göz ardı edilerek sadece seçim dönemlerinde hızlanan projeler, ne yazık ki seçim sonrasında durma noktasına geliyor. Bor ve çevresindeki hastalar, acilen çözüm beklerken, yetkililerden tatmin edici bir açıklama gelmemesi bölgedeki belirsizliği daha da artırıyor.