Av. Meryem Türktekin, ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey olmadığını belirterek, kısa bir süre önce çıkartılan infaz düzenlemesine, deyim yerindeyse isyan etmiş. Toplumun suç ve cezalara olan inancının hassasiyetle korunması gerektiğinin de altını çizen Av. Meryem Türktekin, birkaç yılda çıkarılan örtülü- örtüsüz afların bu algıyı artıran en önemli faktör olduğunu söylüyor. Evet, bu açıdan toplumda suç ve cezalara olan inancın özenle korunması gerektiğine inanıyorum. Türktekin’in ifade ettiği gibi, aksi takdirde sadece kişi hak ve hürriyetleri değil, hukuk düzeni de, kamu düzeni de neredeyse korunamaz hale gelir. Av. Türktekin’in açıklamalarını okurken, içim ürperdi. Yapılan infaz düzenlemesiyle, katillere, çocuk, kadın tacizcilerine, tecavüzcülerine, uyuşturucu satıcılarına erken tahliye yolu açılacakmış. Böyle bir şey nasıl olabilir, anlamak mümkün değil. Kendisinin affedildiğini gören bu katiller, çocuk ve kadın istismarcıları, zehir tacirleri yine mi işbaşına gelsinler. Kişilere yönelik yapılan suçlar, affedilemez, affedilmemeli de. Bu durumun elbetteki istisnai halleri de var. Kader mahkumu dediğimiz kişiler affedilsin. Ama katili, tecavüzcüyü nasıl affedelim, nasıl olur da erken tahliye yolu açalım. Devletler, insanların canlarını, mallarını korumak, güvenliğini, toplumsal yaşamı sürekli ve bir düzen, kural içinde sürdürmek için kurulmuştur. Acımasızca kadını, çocuğu öldüren, tecavüz eden, çocuklarımızı, gençlerimizi zehirleyen insanlar, bu düzenlemeyle yine mi aramızda dolaşacaklar. Ülkemizde çok defalar af yasaları çıkarıldı. Sonuçlarını hep birlikte gördük. Bırakın af düzenlemesiyle, günlük, haftalık izniyle çıktığı cezaevinden, eşini, kadını, hasmını öldüren, yaralayan çok insan gördük.  Bu yanlıştan geri dönülmelidir.