2019’un son günlerinde dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgınıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok şey değişti. Gıdaya erişim zorlaştı, hayat tarzımız değişti, daha neler neler… Covid-19 pandemisinin etkilerinin azaldığını hissederken, bu kez 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsıldık.
50 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz asrın felaketiyle birlikte, barınma sorunu da kendini göstermeye başladı. Üstelik sadece 11 ilimizi etkileyen deprem bölgesinde değil, tüm ülkemizde. İnsanlar, 6 Şubat depremiyle birlikte daha güvenli, müstakil ya da 3-4 katlı binalardan konut almaya yönelirken, diğer taraftan da kiralar aldı başını gitti.
Kira fiyatlarındaki yükselişin önüne bir türlü geçilemiyor. Devlet her ne kadar kira artışını yüzde 25’le sınırlamış olsa da, bu durum gerçek hayatla bağdaşmıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ortada. Gıdadan ulaşıma, her alanda hayatın daha da zorlaştığı şu günlerde, asgari ücretliyi, memuru, emekliyi, dar gelirliyi bir de fahiş ev kiraları vuruyor. Bırakın insanların ev alma hayalini, kiralık ev bulması neredeyse imkansız hale geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu da, ülkemizde konut satışlarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17 civarında düştüğünü açıkladı. Alınan konutlar da zaten yukarıda saydığımız grubun barınmak için aldığı sıradan konutlar değil. Daha lüks konutlar…