Bir kızı olmalı insanın.
Demlediği çayı süzülerek getirdiğini seyrettiğin,
Pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.
Bir kızı olmalı insanın.
Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın,
Özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.
Bir kızı olmalı insanın.
\"Dünya bir yana, kızım bir yana\" diyebildiğin.
Dünyaca ünlü büyük ozanımız Nazım Hikmet’in “Bir Kızı Olmalı İnsanın” isimli şiirinden… Ne güzel anlatmış, şair.
11 Ekim Kız Çocukları Günü idi…
Ama ne yazık ki, bugün dünyamızda kız çocuklarının durumu pek de iyimser değil. Eğitimden yoksun milyonlarca kız çocuğu ev işleri de dahil zor ve kötü koşullar altında çalıştırılmakta, daha küçük yaşlarda evliliğe zorlanmaktadır. Tablo ülkemizde de çok farklı değil. Son yıllarda sığınmacı ve göçmenlerin yarattığı dalgayı da göz önünde tutarsak, sokaklarda dilendirilen, kağıt mendil gibi ürünler satmak zorunda bırakılan kız çocuklarının ortalıkta cirit attığına tanıklık ederiz.
Başta Adana olmak üzere Çukurova Bölgesi’nde yani Mersin, Hatay ve Osmaniye’de yoğunlaşan onbinlerce mevsimlik tarım işçilerinin çocukları için hayat o kadar toz pembe değil. Barınma sorunundan yeterli beslenmeye kadar birçok sorunla boğuşan bu çocuklarımızın birçoğu etimden de kopmuş durumdadır. Cinayetlerin, aile içi de dahil olmak üzere şiddet, taciz ve tecavüzlerin kurbanı olan kız çocuklarımız, çocukluklarını yaşayamadan ne yazık ki çok erken büyümek zorunda bırakılıyorlar.
Kız Çocukları Günü kutlu olsun…