Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube yönetim kurulu, yerel yönetimlere bünyelerinde afet müdürlükleri kurması çağrısında bulundu. Belediyeler, Jeoloji Mühendisleri Odası’nın bu çağrısına kulak asar mı asmaz mı, orasını bilemem. Ama fakat, yapılan çağrı önemli bir çağrı. Üzerinde yaşadığımız bu coğrafya binlerce yıllardan bu yana deprem üretiyor, doğal afetler meydana geliyor. Bakın Haziran’dayız, yaz mevsimindeyiz. Hadi Adana’da son yağışlar bir afete dönüşmediği için kentimizi saymıyorum, Karadeniz’de yaşanan sel felaketleri bunun son örneği değil mi? Peki son mu olacak? Elbette ki hayır. İklim değişikliği ve yanlış kentleşme sonucunda sel felaketlerini daha sık yaşıyoruz. Ayrıca unutmayalım ki, Adana da, yer altı su sorunları bakımından riskli bir bölgede bulunuyor. 6 Şubat depremlerinde açıklanan resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Sel felaketi, heyelan gibi, Kahramanmaraş depremleri de son olmayacak. Doğal afetleri yeter ki felakete dönüştürmeyelim, önemli olan bu. Adana’da Büyükşehir’in yanısıra Seyhan ve Çukurova gibi önemli ilçelerde belediyeleri CHP’li başkanlar yönetiyor. Yani, bilimden, teknolojiden yana olduklarını düşündüğüm bu belediyeler Jeoloji Mühendisleri Odası’nın yaptığı çağrıya önayak olabilirler. Örneğin Büyükşehir bu konuda bir daire başkanlığı kurabilir, ilçe belediyeleri müdürlük düzeyinde böyle bir birim oluşturarak, başta Adana olmak üzere tüm ülkeye örnek olabilirler. Çok mu zor bunu gerçekleştirmek!.. Değil, yeter ki istensin. 1998 Adana-Ceyhan depreminde de “ders çıkardığımız” çok konuşulmuştu. Ama öyle olmadığı görüldü. Deprem, sel, heyelan gibi doğal olayları felakete dönüştürüyoruz. Sonra da felaket bölgelerine koşuyoruz. Tartışmasız şekilde elbette böyle zamanlarda elbirliğiyle yardıma koşacağız, dayanışma içerisinde olacağız. Ancak, afetleri felakete çevirmeden önce de, bilim ve teknolojinin rehberliğinde gerekli önlemleri almak daha doğru değil mi?