Uzun yıllardan bu yana 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nı, “gün” olarak kutluyoruz. Gün olarak kutlanmasının başlıca nedeni günümüzde gazetecilerin güvencesiz bir şekilde çalışmalarından kaynaklanıyor. Dünyanın en meşakkatli mesleklerinden biri olan gazetecilik, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik nedenlerden dolayı daha da yerine güç getirilebilen bir mesleğe dönüşmüştür. Gazeteciler, bu yıl da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne buruk girdiler. Basın sektöründe artan maliyetler, sayısız meslektaşımızı işsiz bırakır hale gelmiştir. Bu durum kendini yerel gazetelerde daha ağır ve yakıcı bir biçimde hissettirmektedir.
Zaten zor koşullarda yayın hayatını sürdürmeye çalışan yerel basına, geçtiğimiz aylarda dağıtımda tek söz sahibi olan dağıtım şirketinin fahiş oranda zam yapması işin tuzu biberi olmuştur. Baskı ücretlerinin dolara bağlı olarak sürekli yükselmesi, yerel basının kamu kurumlarının ilan-reklamlarından yeteri kadar yararlanamaması gibi nedenler, doğal olarak bu basın kuruluşlarımızda çalışan meslektaşlarımıza işsizlik olarak dönmektedir.
Oysa, yerel basın dünyada çok önemlidir. Başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yayın yapan belli başlı gazetelerin hepsi yerel basın konumunda olmasına karşın, dünyada okunmaktadır. Biz de ise yerel basın yeteri kadar önemsenmemektedir. Yayın yaptığı yörede, kentinin, ilçesinin, şehrinin ve en önemlisi o kentin insanına sahip çıkan yerel basının kendisidir. Bu özelliklerine karşın, insanlarımız da yerel basına karşı ne yazık ki duyarsızdır. Ancak tüm bunlara karşın, yerel basın, şehrine, insanına karşı sorumluluğunu yerine getirmeye kararlıdır.
Bugün çalışan gazeteciler 10 Ocakları buruk kutlamak zorunda kalıyorsa, bundan sadece yetkililer değil, basına yeteri kadar sahip çıkmayan vatandaş da bir o kadar sorumludur.