Yarın seçmenler, yerel yöneticilerini seçmek üzere sandık başına gidecek. Kaç zamandır seçimle yatıyoruz, seçimle kalkıyoruz. Yok şu parti ve adayı şöyle, yok bu parti ve adayı böyle, diye diye seçim arifesine geldik.
Evet, seçimler demokrasilerin olmazsa olmazıdır. İnsanlarımız kendilerini en iyi şekilde yöneteceğine inandığı partilere, bunların adaylarına oy verecek, iş başına getirecek. Bu çerçevede, vatandaşımız yarın sandık başında kendisini, şehrini en iyi yöneteceğine inandığı isimleri seçecek. Şimdiden ülkemize hayırlı olsun.
Ama her şeyde seçim demek değil.
Ülkemizin, insanlarımız başka sorunları da var.
Bunların başında da yüksek enflasyon karşısında güneşte kalmış kar tanesi gibi eriyen alım gücü, yine enflasyona bağlı başta gıda ürünleri olmak üzere diğer kalemlerde yaşanan fiyat artışları, yetmeyen emekli maaşları gibi sorunlar geliyor.
Elbette, bu sorunlara çözüm bulacak olan merci belediyeler değil. Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, bu konuya neşter vurulacağını açıkça dile getirdi. Enflasyonda sevindirici gelişmeleri yakın bir zamanda yaşayacağımızı deklare etti.
Evet, zaman zaman her ülke ekonomik bunalımlar yaşayabiliyor. Zaten bunlar dönemsel sorun olarak geçmişte de karşımıza çıktı yarın da çıkabilir. Önemli olan krizi doğru yönetebilmektir. Umudumuz da bu yönde.
Fakat laf elbette belediyelerden açılmışken, her ne kadar sorunun muhabatının doğrudan belediyeler olmadığını söylesek de, yerel yönetimlerin de şehir ve şehir halkı için yapacağı o kadar çok şey var ki…
Örneğin kırsal kalkınmaya öncelik vermelidir belediyeler.
Dünyada gıdaya erişimin gittikçe güçleştiği günümüzde, belediyeler, sorumluluk alanındaki üreticiye, çiftçiye gereken desteği vermeli, onları üretim için teşvik etmelidir.
İşte bu bağlamda, yarın yeni seçilecek olsun veya tekrar seçilecek olsun, ülkemizdeki tüm belediye başkanlarının bu konuya el atmalarında fayda var.